14 Eylül 2010 Salı

Kırmızı OJE

Annem gelir aklıma, her kırmızı oje ve ruj kullanmamda. Öyle güzeldirki elleri böyle yumuşacık sevgi dolu üstünde birde kırmızı oje sürerdi bakmaya doyamazdım. Öyle elini kulalnırdı siğara içerdi iki parmağının arasındaki foto hiç aklımdan çıkmazdı. Hayrandım hala öyle kırmızı ojeyi ne zaman sürsem annem güzeller güzeli hali gözlerimin önüne gelir. Özgüvenim ikiye katlar daha güvenli daha sevecen daha çoskulu.
Bugün ellerimde kırmızı oje sanırsınki dünyanın tüm melekleri kanatları bende. Annem hayatımı dolduran kadın. Kırmızı oje sana çok yakışıyor.

2 Eylül 2010 Perşembe

Endişeli

İçim ürperdi, şu saat oldu hiç tık yok. Acaba ben nerde yanlış yaptım. O İnsanlar nerde doğruyu yaptı. Yada Hangisi doğru ama bende öyle taşıyamıyacam kadar hediyeler çiçeklerle dolu olsun isterdim etrafım.
İlk önce insanın sevdiği deger verir.
Bir mesaj atmış sadece bir mesaj atmış.
Kutlamış öyle kuru kuru, sonra daha da çirkinleşmiş. Demişki, gönderemedim bir çiçek gelince ellerimle veririm demiş. Amam inan eğer o isteseydi, yapamayıcağı hiç bişe yok. Yine istemedi, yine önemsemedi, yine umrunda değilim. Nasıl ne yapacağımı bende bilemiyorum. Ama içimi sanki cam la sıyırdılar. Sıyırdılar sonra yeni döşenmiş asfalta yüzüsütü kilometrelerce sürüklediler. Sonra da üsütme tuzlu su döküp güneşe bıraktılar. Açık yaralarımla... Kala kaldım güneşe. Öylece baka kaldım.
Öyle içim acıyorki anlatamam. Ve ona bunu nasıl anlatacam bilmiyorum.
İçimden ne görüşmek nede konuşmak geçiyor. Uzun uzun küsmek istiyorum.
Sızılarımla başbabaşa, ve kimseyle paylaşmadan. Çok sessizce. Haydi hoşçakal bana..

3 gün öncesinden hissetmiştim. Aramıyacaktı, bu sefer unutmasın diye söylenip durmuştum.
içim içimi yemişti. Uykularım kaçmıştı. Biliyordum böyle ahmaklık yapacağını ama yine de yok bu sefer belki diye düşünmeye başladım. Ama yine de olmadı........ Yine istdiğim gibi olmadı. Gece 3 kez uyandım. Baktım telefona mesaj varmı diye belki gelmiyor şebekedendir dedim. Tekrar kalktım sildim mesajlarımı. Sabah erken uyandım, kendiliğimden içimde bir koca endişe ve sıkıntı ile sonra bir baktım ki Email atmış, çünkü ben onun sıradan arkadaşıyım. Mahalleden öylesine arkadaşıyım bu sebebten bana mesaj atmış.
Suskunum Sessizim. Ve sessizliğim ile tepki vermeliyim. İçim acıyor..

Blog'da 10.Yılımız

Bir bahar günü heyecanla içimdeki yazma şevki ile, Elif Şafak kadınların yazmasına dair iki cesaretlendirdiği sözler söyledikten sonra kend...